PSAKD ŞUBE BAŞKANI FERHAT AKTAŞ'IN AÇIKLAMASI Alevi Topluluklarının Tarihsel ve Güncel Zulüm Paralellikleri: 1826'dan 2025'e Geçen Mezhepçi Saldırılar
TÜRKİYE
15.03.2025 - 11:05, Güncelleme:
15.03.2025 - 11:05 1094 kez okundu.
PSAKD ŞUBE BAŞKANI FERHAT AKTAŞ'IN AÇIKLAMASI Alevi Topluluklarının Tarihsel ve Güncel Zulüm Paralellikleri: 1826'dan 2025'e Geçen Mezhepçi Saldırılar
PSAKD ŞUBE BAŞKANI FERHAT AKTAŞ'IN AÇIKLAMASI Alevi Topluluklarının Tarihsel ve Güncel Zulüm Paralellikleri: 1826'dan 2025'e Geçen Mezhepçi Saldırılar
Yıl 1826’da “Vaka-i Hayriye” (Hayırlı olay) diyerek kırımdan geçirdikleri Alevi-Bektaşi ailelerin mezhepçi vandallardan kurtulmak için kaçtıkları İstanbul-Belgrad ormanını yakanlar ve yıl 2025’de “Esed artıklarını arıyoruz” diyerek Alevi ailelerin sığındığı Lazkiye dağlarını yakanlar arasında tarihsel, teolojik ve politik yakınlık ilişkisine dikkat çekmeliyiz.
tarihsel ve güncel olaylar arasındaki benzerliklere vurgu yaparak, Alevi-Bektaşi topluluklarının tarihsel olarak maruz kaldığı zulmün ve baskının, modern zamanlarda devam eden benzer uygulamalarla paralellik taşıdığına dikkat çekiyor. 1826’da Osmanlı İmparatorluğu döneminde, "Vaka-i Hayriye" olarak bilinen olayda, Alevi-Bektaşi topluluklarına karşı gerçekleştirilen kitlesel sürgün ve şiddet, dönemin devlet yapısı ve ideolojik yaklaşımıyla ilişkilendiriliyor. Bu olayda, Alevi-Bektaşi ailelerinin mezhepçi saldırılardan kurtulmak için İstanbul-Belgrad ormanlarına sığınmaları, tarihsel bir travma yaratmıştı.
2025’e gelindiğinde ise, Suriye'deki iç savaş sırasında Alevi ailelerin güvenli bir bölge olarak sığındıkları Lazkiye dağlarının, bu kez rejim destekçilerince hedef alındığı belirtiliyor. Buradaki vurgu, geçmişteki mezhepçi katliamlarla paralellik taşıyan bir tehdit ve saldırı mekanizmasına işaret ediyor.
Tarihsel, teolojik ve politik açıdan, bu iki dönemi birbirine bağlayan unsurlar, özellikle mezhep temelli şiddet ve toplumsal dışlama çabalarındaki süreklilik ve bu tür olayların toplumlar üzerinde bıraktığı kalıcı etkiler olarak görülebilir. Bu benzerlik, tarihsel bağlamda Alevi topluluklarının yaşadığı travmaların sadece geçmişle sınırlı kalmayıp, günümüzde de devam ettiğini gösteriyor.
PSAKD ŞUBE BAŞKANI FERHAT AKTAŞ'IN AÇIKLAMASI Alevi Topluluklarının Tarihsel ve Güncel Zulüm Paralellikleri: 1826'dan 2025'e Geçen Mezhepçi Saldırılar
Yıl 1826’da “Vaka-i Hayriye” (Hayırlı olay) diyerek kırımdan geçirdikleri Alevi-Bektaşi ailelerin mezhepçi vandallardan kurtulmak için kaçtıkları İstanbul-Belgrad ormanını yakanlar ve yıl 2025’de “Esed artıklarını arıyoruz” diyerek Alevi ailelerin sığındığı Lazkiye dağlarını yakanlar arasında tarihsel, teolojik ve politik yakınlık ilişkisine dikkat çekmeliyiz.
tarihsel ve güncel olaylar arasındaki benzerliklere vurgu yaparak, Alevi-Bektaşi topluluklarının tarihsel olarak maruz kaldığı zulmün ve baskının, modern zamanlarda devam eden benzer uygulamalarla paralellik taşıdığına dikkat çekiyor. 1826’da Osmanlı İmparatorluğu döneminde, "Vaka-i Hayriye" olarak bilinen olayda, Alevi-Bektaşi topluluklarına karşı gerçekleştirilen kitlesel sürgün ve şiddet, dönemin devlet yapısı ve ideolojik yaklaşımıyla ilişkilendiriliyor. Bu olayda, Alevi-Bektaşi ailelerinin mezhepçi saldırılardan kurtulmak için İstanbul-Belgrad ormanlarına sığınmaları, tarihsel bir travma yaratmıştı.
2025’e gelindiğinde ise, Suriye'deki iç savaş sırasında Alevi ailelerin güvenli bir bölge olarak sığındıkları Lazkiye dağlarının, bu kez rejim destekçilerince hedef alındığı belirtiliyor. Buradaki vurgu, geçmişteki mezhepçi katliamlarla paralellik taşıyan bir tehdit ve saldırı mekanizmasına işaret ediyor.
Tarihsel, teolojik ve politik açıdan, bu iki dönemi birbirine bağlayan unsurlar, özellikle mezhep temelli şiddet ve toplumsal dışlama çabalarındaki süreklilik ve bu tür olayların toplumlar üzerinde bıraktığı kalıcı etkiler olarak görülebilir. Bu benzerlik, tarihsel bağlamda Alevi topluluklarının yaşadığı travmaların sadece geçmişle sınırlı kalmayıp, günümüzde de devam ettiğini gösteriyor.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.